Ana içeriğe atla

BEDİR SAVAŞININ NEDENLERİ VE SONUÇLARI

Bedir Savaşı

Müslümanlar ve Kureyşli müşrikler arasında 13 Mart 624 tarihinde yapılmış olan ilk savaştır. Bu savaş Müslümanlar ve Kureyşliler arasında olmasına rağmen, İslamiyet açısından oldukça önemlidir. Müslümanların buradan zaferle ayrılması, İslamiyet'in yayılmasında önemli bir etkendir. Bedir savaşçıları Ashab-ı Bedir ya da Bedriyun olarak bilinen kişiler, Hz Muhammed 'in sahabeleri içinde oldukça kıymetlidir. Bu zafer İslam camiası açısından temellerin sağlam olmasına yardımcı olmuştur. Hz Muhammed savaş öncesinde secdeye kapanarak, "Ey Allah'ım şu küçük ordu eriyip giderse, yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmayacaktır." demiştir. Bu savaşın Kadir gecesiyle aynı geceye denk geldiği söylenmektedir. 

Bedir savaşının nedenleri:


Bu savaşın en önemli nedeni Müslümanları hicrete zorlayan Kureyşlilerin, hicret sonrası geride bırakılan malları yağmalamalarıdır. Müslümanlar mallarını kullanamadıklarından sıkıntı çekiyor, çareyi ticaret kervanlarına saldırmakta buluyordu. Kureyşliler içinse, kervanlarının Müslümanlar tarafından yağmalanması olarak bilinir. Yağmalanan kervanlardan dolayı maddi kayıplara uğruyorlardı.

Bedir Savaşı:

Bedir Medine'nin 120 km güneybatısında kalan, Kızıl Deniz'e 20 km mesafede bir kasabaydı. Mekke ve Medine arasından geçen kervanlar buradan Suriye'ye kadar gitmekteydi. Buradaki halkta kervanlara verdikleri hizmetlerle geçiniyordu. Malları yağma edilen Müslümanlar, buna karşılık kervanlara saldırı düzenleyerek geçimlerini sağlıyorlardı. İçinde oldukça fazla ticari mal bulunan Ebu Süfyan yönetimindeki bir kervana yapılacak saldırıyı haber alan Kureyşliler savaş hazırlıklarına başladı. Ebu Süfyan ise kervanın yolunu değiştirdi. Müslümanlar Bedir yakınlarında Hz Muhammed komutasında 305 kişiyle kervanı beklerken, Kureyşliler de 950 kişilik bir ordu hazırlayarak, Ebu Süfyan'ın tehlikenin bitti demesine rağmen, Bedir'e doğru yola çıktı. Ordular karşılıklı geldiklerinde, Arap savaşlarının geleneği olan "Er dileme" için aralarında üçer kişi seçtiler.
Bedir Savaşı

Yaptıkları üç karşılaşmayı da Müslümanlar kazandıktan sonra, savaş başladı. Kureyşliler komutanları olan Ebu Cehil öldürüldükten sonra dağıldılar. Hz Ali bu savaşta önemli bir rol oynamıştır. Hz Muhammed'in bayraktarlığını yapıp, müşriklere ağır kayıplar verdirmiştir. Geride 70 ölü ve bir o kadar esir bıraktılar. Müslümanların kaybı ise 14 kişiydi. Savaşı Müslümanlar kazanmıştı. Hz Muhammed esirlere iyi muamele edilmesini, ihtiyaçlarının görülmesini istedi. Esirlerden sadece iki kişi idam edilmiştir. Bunlar Müslümanlara eziyet yapmış olanlardı. Savaşta öldürülenler arasında Ebu Süfyan'ın kayınpederi, oğlu ve kayınbiraderi de bulunuyordu. Ebu Süfyan ve karısı bunun intikamını almak için yemin etmiştir. Müslümanlar esirlerin karşılığında Mekkeliler den yüklüce miktarda para aldı. Savaş alanında elde edilen ganimetlerle birlikte alınan paralarda Müslümanlar arasında eşit olarak paylaşıldı.



Bedir savaşının sonuçları:

  • Bu savaşın Müslümanlar açısından manevi etkisi oldukça fazladır. Bu zaferle Hz Muhammed'in nüfuzu oldukça artmıştır. Müslüman olmak isteyenlerin sayısında artış olmuştur.
  • Medinelilerden putperest olanlarda, bu zaferle birlikte İslam'ı kabul etmeye başlamıştır.
  • Bedir savaşı sonunda Hz Muhammed'in esirler ve elde edilen ganimet hakkındaki kararları, İslam savaş hukukunun temellerini atmıştır.
  • Bedir savaşında yenilen Mekkelilerin Arabistan'da ki itibarları sarsılmıştır.
  • Kureyşliler savaş sonrası intikam alma duygularından dolayı yeni planlar yapmaya başlamışlar. 
  • Medine'de bulunan Museviler Kureyşlilere yardım ettiklerinden, Müslümanlar ile aralarındaki anlaşma bozulmuştur. Bu yüzden Yahudi kabilesi Beni Kaynuka, Müslümanlar tarafından kuşatılmış ve göç etmeye zorlanmıştır. 
  • Bedir kuyuları ve Şam ticaret yollarının idaresi Müslümanların eline geçmiştir.
  • Savaştaki bir kısım Mekkeli esir, okuma yazma bilmeyen Medinelilere bunu öğreterek serbest kalmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUSEVEİLİK NEDİR? MUSEVİLİK HAKKINDA KISA BİLGİ

MUSEVEİLİK NEDİR? MUSEVİLİK HAKKINDA KISA BİLGİ Allah'ın İsrailoğulları'na Musa Peygamber aracılığıyla bildirdiği din kurallarının bütünü. Tektanrıcı büyük dinlerin en eskisi Musevîliktir. Bu dine inanlara Yahudi denir. İsrailoğulları Milattan 2 bin yıl önce Filistin'e yerleşmişlerdi. Birkaç kabileye ayrıldılar. Bunlardan Yahuda kabilesi sonradan ülkenin bütününü egemenliği altına aldı. Bu kabilenin adından türeyen Yahudilik ve Yahudi sözcükleri, sonradan Musevîlik ve Musevi sözcükleriyle karşılandı.  Musevilik Musevilik  Allah'ın İsrailoğulları'na Hz. Musa aracılığıyla bildirdiği din kurallarının bütünü. Tektanrıcı büyük dinlerin en eskisi Museviliktir. Bu dine inanlara Yahudi denir.  İsrailoğulları Milattan 2 bin yıl önce Filistin'e yerleşmişlerdi. Birkaç kabileye ayrıldılar. Bunlardan Yahuda kabilesi sonradan ülkenin bütününü egemenliği altına aldı. Bu kabilenin adından türeyen Yahudilik ve Yahudi sözcükleri, sonradan Musevilik ve Muse...

KUREYŞ KABİLESİ NEDİR? KUREYŞ KABİLESİNE NE OLDU?

KUREYŞ KABİLESİ NEDİR? Hz. Muhammed’in üyesi olduğu Arap kabilesidir. Bir yoruma göre Kureyş adı “köpekbalığı” anlamındaki kıreften türemiş, çok güçlü bir kişi olduğu için Fihr bin Malik’e san olarak verilmiş ve soyu bu adla anılmıştır. Bir başka yoruma göre “birleştirmek”, “toplamak” anlamına gelen /çarktan türemiş, dağınık durumdaki kabileyi bir araya getirdiği için Fihr’in torunlarından Kusay bin Kilab’a san olarak verilmiş, daha sonra bütün Fihr soyu bu adla anılmıştır. Üçüncü bir yoruma göre ise “ticaret ve kazanç” anlamındaki tekarruş’ tan türeyen Kureyş, ticaretle uğraştıkları için kabileye ad olarak verilmiştir. Kabilenin atası Fihr bin Malik’in soyu Hz. İsmail’in torunlarından Adnan’a bağlanır. Bu soy Galib, Lüey, Kaab, Mürre, Kilab, Kusay, Abdi Menaf, Haşim, Abdulmuttalib ve Abdullah zinciriyle de Hz. Muhammed’e ulaşır. Haşim’den başlayarak Haşimiler ola­rak anılan bu koldan başka Fihr soyundan daha birçok kabile sürmüştür. Bunların en ünlüleri, Kaab’m Huseys ve Adiy...

Hazret-i Ebu Süfyan Kimdir? Maddeler Halinde

Hazret-i Ebu Süfyan (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederi ve eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Peygamber efendimizin mübarek zevcesi olan Habibe validemizin ve vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye ’nin babasıdır.  Hazret-i Ebu Süfyan, Müslüman olmadan önce Mekke’nin ordu kumandanı idi. Mekke’nin fethinde Müslüman oldu. İslam ordusu şehre girerken, bir tepeden onları seyrediyordu. Kendi kendine (Şimdi büyük bir ordum olsa, acaba bunları yenebilir miydim?) diye düşündü. Tam o sırada Peygamber efendimiz yanına gelip, yavaşça   (Ne kadar büyük ordun olsa, yine seni yenerdim)   buyurdu. Bu mucize karşısında Hazret-i Ebu Süfyanın imanı daha da kuvvetlendi. Daha sonra Peygamber efendimiz Ashabına buyurdu ki: (Ebu Süfyan’ın evine giren öldürülmekten kurtulur.) Hazret-i Ebu Süfyan Mekke’ye gidip Kureyşi İslam’a davet etti. İslam ordusunun şehre girmek üzere olduğunu haber verdi. (Müslüman olanlar ve benim evime ve Mescid-i harama sığınanlar hariç, herkes kılı...