Trablusgarp Savaşı'nda İtalyanlara karşı başarılı direnişler başlamıştı. Aralarında Mustafa Kemal'in de bulunduğu genç subaylar, yerli Arapları örgütleyerek başarılı bir savunma hattı kurmuşlardı. Balkan Savaşları'nın başlaması nedeniyle bu yetenekli ve genç subaylar İstanbul'a çağrıldı. Bundan sonra, direnme cephesi çöktü ve İtalyanlar Trablusgarp ve Bingazi'yi rahatça ele geçirdiler. Ege denizine de bir filo yollayan İtalya, 12 adayı işgal etti. Libya tümden elimizden çıktı. Bunun üzerine Ouchy (Uşi) kentinde, 15-18 Ekim 1912'de İtalya ile Osmanlı Devleti arasında barış antlaşması imzalandı. Uşi Antlaşmasına göre, Libya İtalya'ya bırakıldı. 12 ada ise, Balkan Savaşları sonunda Osmanlı Devleti'ne geri verilecekti. Ama, İtalyanlar sözlerinde durmadılar ve böylece Ege'deki Türk egemenliği de sarsılmaya başladı. Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine, Osmanlı Devleti İtalya'dan barış istemek zorunda kaldı. Barış antlaşması, İsviçre'nin Lozan şehri yakınındaki Uşi kasabasında imzalandı. Yapılan antlaşmagereğince, Trablusgarp ve Bingazi'ye tam bir özerklik tanındı. Osmanlı Devleti, buradaki askerlerini geri çekecekti. Bu İtalya'ya, Trablusgarp ve Bingazi'yi serbestçe işgal edebilme fırsatını veriyordu. Buna karşılık İtalya, elinde tuttuğu Rodos ve çevresindeki Oniki Ada'yı bir süre sonra Osmanlı Devletine geri verecekti. Ancak adaların Osmanlı Devleti'ne teslimi hiçbir zaman gerçekleşmedi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra da adalar Yunanistan'a verildi.
Hazret-i Ebu Süfyan (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederi ve eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Peygamber efendimizin mübarek zevcesi olan Habibe validemizin ve vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye ’nin babasıdır. Hazret-i Ebu Süfyan, Müslüman olmadan önce Mekke’nin ordu kumandanı idi. Mekke’nin fethinde Müslüman oldu. İslam ordusu şehre girerken, bir tepeden onları seyrediyordu. Kendi kendine (Şimdi büyük bir ordum olsa, acaba bunları yenebilir miydim?) diye düşündü. Tam o sırada Peygamber efendimiz yanına gelip, yavaşça (Ne kadar büyük ordun olsa, yine seni yenerdim) buyurdu. Bu mucize karşısında Hazret-i Ebu Süfyanın imanı daha da kuvvetlendi. Daha sonra Peygamber efendimiz Ashabına buyurdu ki: (Ebu Süfyan’ın evine giren öldürülmekten kurtulur.) Hazret-i Ebu Süfyan Mekke’ye gidip Kureyşi İslam’a davet etti. İslam ordusunun şehre girmek üzere olduğunu haber verdi. (Müslüman olanlar ve benim evime ve Mescid-i harama sığınanlar hariç, herkes kılı...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
1. Lütfen tamamını büyük harfle yazmayın.
2. İmla kurallarına dikkat edin.
3. Spam yorumlarda bulunmayın.