Ana içeriğe atla

İstanbul Antlaşması

I. Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında imzalanan antlaşma. Bu antlaşma ile bugünkü Türkiye - Yunanistan - Bulgaristan sınırı çizilmiştir. Osmanlı Devleti'nin I. Balkan svaaşından yenilgiyle çıkması sonucunda Osmanlı Devleti Trakya'yı ve Edirne'nin büyük bir bölümünü Bulgaristan'a bırakmak zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti, II. Balkan Savaşı'nda (30 Haziran 1913) büyük kayıplar veren Bulgaristan'ın bu durumundan yararlanarak Edirne'yi geri aldı. İki cephede birden savaşan Bulgaristan bu durum karşısında ateşkes istedi ve iki devlet arasında İstanbul'da bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşma ile Londra Antlaşması'nın Bulgaristan ve Osmanlı Devleti ile ilgili maddesi iptal edilmiş oldu.
İstanbul Antlaşması'na göre :
- Batı Trakya Bulgaristan'a verildi.
- Edirne Osmanlılar'a bırakıldı.
- Bulgaristan'da yaşayan Türkler'in dört yıl içinde Türkiye'ye göç etmelerine izin verildi. Kalanlara da her türlü mezhep ve din özgürlüğü tanındı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUSEVEİLİK NEDİR? MUSEVİLİK HAKKINDA KISA BİLGİ

MUSEVEİLİK NEDİR? MUSEVİLİK HAKKINDA KISA BİLGİ Allah'ın İsrailoğulları'na Musa Peygamber aracılığıyla bildirdiği din kurallarının bütünü. Tektanrıcı büyük dinlerin en eskisi Musevîliktir. Bu dine inanlara Yahudi denir. İsrailoğulları Milattan 2 bin yıl önce Filistin'e yerleşmişlerdi. Birkaç kabileye ayrıldılar. Bunlardan Yahuda kabilesi sonradan ülkenin bütününü egemenliği altına aldı. Bu kabilenin adından türeyen Yahudilik ve Yahudi sözcükleri, sonradan Musevîlik ve Musevi sözcükleriyle karşılandı.  Musevilik Musevilik  Allah'ın İsrailoğulları'na Hz. Musa aracılığıyla bildirdiği din kurallarının bütünü. Tektanrıcı büyük dinlerin en eskisi Museviliktir. Bu dine inanlara Yahudi denir.  İsrailoğulları Milattan 2 bin yıl önce Filistin'e yerleşmişlerdi. Birkaç kabileye ayrıldılar. Bunlardan Yahuda kabilesi sonradan ülkenin bütününü egemenliği altına aldı. Bu kabilenin adından türeyen Yahudilik ve Yahudi sözcükleri, sonradan Musevilik ve Muse...

KUREYŞ KABİLESİ NEDİR? KUREYŞ KABİLESİNE NE OLDU?

KUREYŞ KABİLESİ NEDİR? Hz. Muhammed’in üyesi olduğu Arap kabilesidir. Bir yoruma göre Kureyş adı “köpekbalığı” anlamındaki kıreften türemiş, çok güçlü bir kişi olduğu için Fihr bin Malik’e san olarak verilmiş ve soyu bu adla anılmıştır. Bir başka yoruma göre “birleştirmek”, “toplamak” anlamına gelen /çarktan türemiş, dağınık durumdaki kabileyi bir araya getirdiği için Fihr’in torunlarından Kusay bin Kilab’a san olarak verilmiş, daha sonra bütün Fihr soyu bu adla anılmıştır. Üçüncü bir yoruma göre ise “ticaret ve kazanç” anlamındaki tekarruş’ tan türeyen Kureyş, ticaretle uğraştıkları için kabileye ad olarak verilmiştir. Kabilenin atası Fihr bin Malik’in soyu Hz. İsmail’in torunlarından Adnan’a bağlanır. Bu soy Galib, Lüey, Kaab, Mürre, Kilab, Kusay, Abdi Menaf, Haşim, Abdulmuttalib ve Abdullah zinciriyle de Hz. Muhammed’e ulaşır. Haşim’den başlayarak Haşimiler ola­rak anılan bu koldan başka Fihr soyundan daha birçok kabile sürmüştür. Bunların en ünlüleri, Kaab’m Huseys ve Adiy...

Hazret-i Ebu Süfyan Kimdir? Maddeler Halinde

Hazret-i Ebu Süfyan (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederi ve eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Peygamber efendimizin mübarek zevcesi olan Habibe validemizin ve vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye ’nin babasıdır.  Hazret-i Ebu Süfyan, Müslüman olmadan önce Mekke’nin ordu kumandanı idi. Mekke’nin fethinde Müslüman oldu. İslam ordusu şehre girerken, bir tepeden onları seyrediyordu. Kendi kendine (Şimdi büyük bir ordum olsa, acaba bunları yenebilir miydim?) diye düşündü. Tam o sırada Peygamber efendimiz yanına gelip, yavaşça   (Ne kadar büyük ordun olsa, yine seni yenerdim)   buyurdu. Bu mucize karşısında Hazret-i Ebu Süfyanın imanı daha da kuvvetlendi. Daha sonra Peygamber efendimiz Ashabına buyurdu ki: (Ebu Süfyan’ın evine giren öldürülmekten kurtulur.) Hazret-i Ebu Süfyan Mekke’ye gidip Kureyşi İslam’a davet etti. İslam ordusunun şehre girmek üzere olduğunu haber verdi. (Müslüman olanlar ve benim evime ve Mescid-i harama sığınanlar hariç, herkes kılı...